Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

zıvanadan çıkarmak

  • 1 zıvanadan çıkarmak

    выводи́ть из себя́, нерви́ровать, раздража́ть

    Türkçe-rusça sözlük > zıvanadan çıkarmak

  • 2 zıvanadan çıkarmak

    to enrage sb

    İngilizce Sözlük Türkçe > zıvanadan çıkarmak

  • 3 выводить

    çıkarmak,
    götürmek;sonucunu çıkarmak,
    anlamını çıkarmak;yetiştirmek; yok etmek
    * * *
    несов.; сов. - вы́вести
    1) врз çıkarmak; götürmek

    выводи́ть дете́й в сад — çocukları bahçeye götürmek / çıkarmak

    выводи́ть из соста́ва прави́тельства — hükumetten çıkarmak / ihraç etmek

    тропи́нка вы́ведет вас на опу́шку — patika sizi ormanın kenarına çıkarır / götürür

    2) ( делать вывод) sonucunu çıkarmak; anlamını çıkarmak
    3) в соч.

    вы́вести брига́ду на пе́рвое ме́сто — ekipe birinciliği kazandırmak

    вы́вести из многовеково́й нищеты́ — yüzyıllardır süregelen yoksulluktan kurtarmak

    вы́вести кого-л. из забытья́ — dalgınlığından ayıltmak

    э́тот гол вы́вел кома́нду вперёд — bu gol takımı öne geçirdi

    4) ( о птицах) çıkarmak

    выводи́ть цыпля́т — civciv çıkarmak

    вы́вести но́вый сорт слив — yeni çeşit bir erik yetiştirmek

    6) ( уничтожать) yok etmek

    выводи́ть пя́тна — leke çıkarmak

    выводи́ть ка́ждую бу́кву — her harfi özene özene yazmak

    ••

    выводи́ть кого-л. из себя́ — çileden / zıvanadan çıkarmak

    выводи́ть кого-л. из терпе́ния — birinin sabrını tüketmek / taşırmak

    вы́вести кого-л. на чи́стую во́ду — birinin ipliğini pazara çıkarmak

    выводи́ть из стро́я (о моторе и т. п.) — işlemez hale getirmek; savaş dışı etmek

    Русско-турецкий словарь > выводить

  • 4 bringen

    bringen <bringt, brachte, gebracht> ['brıŋən]
    vt
    1) ( herbringen) getirmek; ( hinbringen) götürmek; ( befördern, begleiten) götürmek;
    das Essen auf den Tisch \bringen yemeği sofraya getirmek;
    etw in Ordnung \bringen bir şeyi yoluna koymak;
    jdn vor Gericht \bringen biriyle mahkemelik olmak;
    Glück \bringen şans getirmek;
    jdn in Verlegenheit \bringen birini bozmak [o mahcup etmek];
    etw an den Tag \bringen bir şeyi ortaya çıkarmak;
    jdn auf die Palme \bringen ( fig) birini çileden [o zıvanadan] çıkarmak;
    jdn auf Touren \bringen birini harekete geçirmek;
    jdn auf etw \bringen birinin aklına bir şey getirmek;
    jdn aus dem Konzept \bringen birinin aklını karıştırmak;
    etw zur Sprache \bringen bir şeyi dile getirmek;
    etw zu Papier \bringen bir şeyi kâğıda dökmek;
    etw auf den Markt \bringen bir şeyi pazara çıkarmak;
    ein Kind zur Welt \bringen dünyaya bir çocuk getirmek;
    es weit \bringen (hayatta) yükselmek
    etw an sich \bringen üstüne geçirmek
    etw mit sich \bringen; ( zur Folge haben) bir şeyi beraberinde getirmek, bir şeyi doğurmak [o neden olmak]
    etw hinter sich \bringen bir şeyi bitirmek, bir işi hâlletmek;
    sie wollen sie unbedingt unter die Haube \bringen onun başını ille bağlamak istiyorlar, onu ille baş göz etmek istiyorlar;
    seine Schäfchen ins Trockene \bringen ( fig) küpünü doldurmak;
    jdn um die Ecke \bringen ( fam) birini öldürmek
    2) ( Ertrag, Gewinn) getirmek;
    was bringt das? bu ne getirir?;
    das bringt doch überhaupt nichts! bu hiçbir şey getirmez ki!
    3) ( fam) ( veröffentlichen) yayımlamak; ( Wetterbericht, Nachrichten) vermek
    4) ( wegnehmen)
    jdn um etw \bringen birini bir şeyden etmek;
    jdn ums Leben \bringen birinin canına kıymak;
    jdn um den Verstand \bringen birinin aklını başından almak
    5) jdn zum Lachen \bringen birini güldürmek;
    etw nicht übers Herz \bringen bir şeye gönlü razı olmamak, bir şeye kıyamamak;
    du bringst mich nicht dazu, das zu tun bunu bana yaptırtamazsın

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > bringen

  • 5 zıvana

    небольша́я тру́бка
    ••
    - zıvanadan çıkmak

    Türkçe-rusça sözlük > zıvana

  • 6 каление

    с, в соч.

    бе́лое кале́ние — akkorluk; beyaz ateş

    ••

    довести́ кого-л. до бе́лого кале́ния — zıvanadan çıkarmak

    Русско-турецкий словарь > каление

  • 7 zıvana

    п небольша́я тру́бка

    gaz maskesi zıvanası — дыха́тельная тру́бка (противогаза)

    zıvanadan çıkarmak — выводи́ть из себя́

    Büyük Türk-Rus Sözlük > zıvana

  • 8 Palme

    Palme <-n> ['palmə] f
    palmiye;
    jdn auf die \Palme bringen ( fig) o ( fam) birini çileden [o zıvanadan] çıkarmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Palme

  • 9 reizen

    reizen ['raıtsən]
    vt
    1) ( provozieren) kışkırtmak, tahrik etmek; ( ärgern) kızdırmak, öfkelendirmek;
    jdn bis zur Weißglut \reizen ( fam) birini zıvanadan çıkarmak
    2) med azdırmak, tahriş etmek
    3) ( anziehen) cezbetmek; ( verlocken) ayartmak; ( bezaubern) büyülemek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > reizen

  • 10 Weißglut

    kein pl tech akkor(luk);
    jdn zur \Weißglut bringen ( fam) birini çileden [o zıvanadan] çıkarmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Weißglut

См. также в других словарях:

  • zıvanadan çıkarmak — (birini) sinirlendirmek, öfkelendirmek Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği sonucun doğmaması onu zıvanadan çıkarırdı. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zıvana — is., Far. zubāne 1) İki ucu açık küçük boru 2) Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zıvanadan çıkarmak zıvanadan çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akla fenalık vermek — çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak Aman ya Rabbi, akla fenalık verecek hadiseler bundan sonra başladı. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»